Ana içeriğe atla

Weber Otorite Tipleri

Weber’e göre otorite tipleri, geleneksel, karizmatik ve yasal-rasyonel olmak üzere üç başlık altında toplanabilir.

1) Geleneksel Otorite: Eskiden beri var olan ve geleneklere uygun olarak oluşan, liyakate değil irsiyet ve statüye dayanan otoritedir. Yasalara değil geleneklerin yetki verdiği efendilere itaat edilir, emirlerin meşruluğu geleneklere aykırı olamamalarına bağlıdır.

2) Karizmatik Otorite: Olağanüstü ve tanrı vergisi kişiliğe, mutlak bağlılık ve güven, kahramanlık veya başka niteliklere inanmaya dayanan otoritedir. Olağanüstü kişiliğe sahip ve genellikle kriz döneminde ortaya çıkan nadir kişilerde görülen otorite tipidir. Toplumların gelenek, tarih ekonomik ve siyasal durumlarıyla ilişki olarak ortaya çıkmaktadır.

3) Yasal Otorite: Yasalara dayanan, modern devler memurları ve siyasal güç sahiplerinde görülen egemenlik yetkisidir. Yetkililer yasalara uygun oldukça meşrudurlar. Emir verme gücüne sahip olanlara değil rasyonel kurallara yani hukuka itaat edilir. Weber’e göre yasal otoritenin en gelişmiş hali bürokrasidir.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çevre Tarihi Disiplini

     Çevre tarihi disiplini, 1960’lı ve 70’li yıllar arsında ortaya çıkan ve görece yeni olan bilimsel bir disiplindir. Dünya genelinde daha sık, karmaşık ve büyük ölçekli şekilde görülen çevre sorunlarına, hava ve su kirliliğine, sera gazı salınımına, iklim değişimi ve canlı türlerinin azalması, iklim değişiklikleri gibi tahribatların farkındalığı uluslararası gündeme taşınmıştır.

Organik Dünya Görüşü

     İlkel topluluklar zaman kavramından yoksun oldukları için gelecek kaygısı duymamışlardır. Böyle bir endişenin olmayışı, birikim yapma sahip olma ve elde etme gibi hırslara engel olmuştur. Dolayısıyla ilkel topluluklarda doğa üzerinde tahakküm kurma fikri yoktur. Bu topluluklar için, doğal varlıklara ruh izafe etme ve tapma şeklinde ifade edilen animistik anlayış ve animizm kavramı öne çıkmaktadır. 16. Yüzyılda başlayan ve özellikle bilimsel devrimin etkili olduğu bir sürecin sonunda insan ile doğal çevre arasındaki organik dünya görüşü ortadan kalkmıştır. Modern toplumsal yapıların ortaya çıkmasına ve mekanik bir dünya görüşünün doğmasına yol açan bu süreçte, doğal çevrenin, matematiksel yöntemlerle hesaplanabilen ve dolayısıyla bütün gizemi çözülebilen bir makine olduğu düşünülmeye başlanmıştır.

Hava Kirliliği

     Hava kirliliği, belli bir kaynaktan atmosfere bırakılan kirleticilerin, havanın doğal bileşimini bozarak onu, canlılara ve eşyaya zarar verebilecek bir yapıya dönüştürmesidir. Günümüzde hava kirliliğine sebep olan ve en önemli kirleticiler şeklinde ifade edilen sera gazlarının (karbondioksit, metan, azot vb.) atmosferin doğal yapısında az miktarda bulunması ve canlı yaşamı için bu miktarın gerekli oluyor oluşu unutulmamalıdır. Hava kirliliğiyle ilgili olan ozon tabakası, küresel ısınma, iklim değişiklikleri, asit yağmurları ayrıca incelenmelidir.