Ana içeriğe atla

Sosyal Devlet Türleri

    Toplumun refahını arttırmak temel amacı olan, eşitsizliklerle mücadele edip, sahip olunan hakların korunması ve geliştirilmesine yardımcı olan ve bunu hukuksal güvence altına alıp, sosyal ve ekonomik hayata müdahale eden sosyal devletin bu amaçları gerçekleştirmek için kullandığı çeşitli ekonomik ve sosyal politikalara göre farklı sınıflara ayrılmaktadır.

    Liberal sosyal refah devletinde, ekonomiye olan müdahalenin en az düzeyde olması ve piyasa ekonomisi istenir, bireyin siyasal ve ekonomik hak ve özgürlüklerinin güvence altına alınması gerektiği savunulur.

    Muhafazakâr sosyal refah devletinde, sosyal hakların tanınması kural niteliğindedir, liberalizm kadar sert olmamakla birlikte piyasa etkinliği önemlidir. İstihdama değil sosyal sigortaya önem verilmekte, denge gözetilmektedir.

    Sosyal demokrat sosyal refah devletinde ise sosyal dayanışma ve eşitlik ön planda olup, liberal düşünce gibi minimum müdahale veya muhafazakar refah devleti gibi piyasa müdahalesi haricinde sosyal sigorta işsizlik maaşı gibi denge gözetilen müdahaleler değil, “en yüksek standartlara sahip olmada eşitliğin sağlanması” ilkesi uygulanmaktadır. Devletin bireylere geniş sosyal haklar sağladığı sistemde özel nitelikli refah uygulamaları ise geri plandadır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sosyal Politika Endüstrileşme İlişkisi

     Endüstrileşme dünyanın siyasal, sosyal ve ekonomik tarihinde önemli değişimlere sebep olmuştur. Toplumsal yapıdaki köklü değişimlere ve sefalete zemin oluşturmuştur. Endüstrileşmenin daha insancıl olabilmesinde sosyal politika bir denge aracı olarak görülmüştür. Sosyal politika devletler tarafından uygulanan politikalar olarak tanımlansa da uluslararası kurumlar da son derece etki sahibidirler. Hatta bu konuda Dünya Sağlık Örgütü (WHO), IMF, Dünya Bankası, Birleşmiş Milletler vb. kuruluşlarda kararlar üzerinde etkili olmaktadır. İlk devletlerde dış tehditler önemli iken askeri gelişim önemsenmiştir ancak endüstri toplumu ile bu durum değişmiş devletin sorumluluk alanı genişlemiştir, sınıflar arası çatışmalarda etkin tehditler haline gelmiştir. Sonrasında yaşanan dünya savaşları ile sosyal politikalar toplumsal düzeni korumak amacıyla önem arz etmiştir. Kendi ihtiyacını karşılayamayan, bakıma ve desteğe muhtaç bireyler ile yeni ilişki ve politikalar oluşmuştur. Ulus d...

Mekanik Dünya Görüşü

     Rönesans Dönemi’nin sonunda başlayan bilimsel devrim ile modern bilim ortaya çıkmıştır. Bu süreç bilimsel yasalara göre işleyen, cansız ve ruhsuz doğa anlayışını getirmiştir. Dünya kâinatın merkezi değil sadece galaksinin kenarında sıradan bir yıldızın etrafında dönen birkaç gezegenden biri haline gelmiştir. Bu görüş insanın doğa algısında radikal bir biçimde dönüşüme sebep olmuştur. Doğanın işleyiş bilgisini elde etmek ve bu bilgiyi teknik aracılığıyla uygulayarak doğa üzerinde hakimiyet kurma fikri öne çıkmıştır.

Çevreci Yaklaşımlar ve Ekolojizm

     Çevreci yaklaşımların ortak kaygısı çevre ve çevrenin korunup geliştirilmesidir. İnsan faaliyetlerinin ülkeler düzeyinde özellikle Sanayi Devrimi sonrası ekonomik büyüme ve kalkınmayı nceleyen yapısının doğal çevrede sebep olduğu tahribat ve bozulmalar, çevreci yaklaşımların düşünce düzeyinden, toplumsal hareketlere dönüşmesinde etkili olmuştur. Özellikle sanayileşmiş ülkelerin kalkınma faaliyetleri en büyük çevre tehdidini oluşturmaktadır.