Ekolojik unsurları içeren bu anlayış, insanı ve doğayı bütüncül bir bakışla ele almakta, insanı merkeze alan yaklaşıma son vermekte ve doğayı bir araç olarak gören tahakkümcü bakışı sorgulamaktadır. Sağlıklı bir insan çevre ilişkisinin, toplumsal, kültürel ve ekonomik yapıların yeniden ele alınarak dönüştürülmesine bağlı olduğunu vurgulayan bu anlayış, ekolojik krizin çözümü açısından insanlığa yeni kapılar aralamaktadır.
Dünyada ve Türkiye’de ekolojizmin siyasal olarak kurumsallaşması ve Yeşil Siyasete, Yeşil Partilere bakıldığında özellikle 1960’lar sonrasında siyasal iktidar için mücadele eden siyasi partiler üzerinde bir baskı grubu olarak etkileme faaliyetlerinde bulunan ve kadına aktif görevler yükleyen gruplar, oluşumlar ortaya çıkmaya başlamıştır. Türkiye’de ilk “Yeşil Parti” 1994 yılında tartışmalı bir kurulma süreci sonrası Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılmıştır. Daha sonra ise 2008 yılında kurulan partinin 2016 yılında tüzel kişiliği iptal edilmiş, 2020 yılında tekrar kurulmuş ve hayattadır.