Ana içeriğe atla

Çevre Tarihi Disiplini

    Çevre tarihi disiplini, 1960’lı ve 70’li yıllar arsında ortaya çıkan ve görece yeni olan bilimsel bir disiplindir. Dünya genelinde daha sık, karmaşık ve büyük ölçekli şekilde görülen çevre sorunlarına, hava ve su kirliliğine, sera gazı salınımına, iklim değişimi ve canlı türlerinin azalması, iklim değişiklikleri gibi tahribatların farkındalığı uluslararası gündeme taşınmıştır.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çevre Sorunları Yeşil Siyasi Partiler

     Dünyada ve Türkiye’de ekolojizmin siyasal olarak kurumsallaşması ve Yeşil Siyasete, Yeşil Partilere bakıldığında özellikle 1960’lar sonrasında siyasal iktidar için mücadele eden siyasi partiler üzerinde bir baskı grubu olarak etkileme faaliyetlerinde bulunan ve kadına aktif görevler yükleyen gruplar, oluşumlar ortaya çıkmaya başlamıştır. Türkiye’de ilk “Yeşil Parti” 1994 yılında tartışmalı bir kurulma süreci sonrası Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılmıştır. Daha sonra ise 2008 yılında kurulan partinin 2016 yılında tüzel kişiliği iptal edilmiş, 2020 yılında tekrar kurulmuş ve hayattadır.

Sosyal Politika Endüstrileşme İlişkisi

     Endüstrileşme dünyanın siyasal, sosyal ve ekonomik tarihinde önemli değişimlere sebep olmuştur. Toplumsal yapıdaki köklü değişimlere ve sefalete zemin oluşturmuştur. Endüstrileşmenin daha insancıl olabilmesinde sosyal politika bir denge aracı olarak görülmüştür. Sosyal politika devletler tarafından uygulanan politikalar olarak tanımlansa da uluslararası kurumlar da son derece etki sahibidirler. Hatta bu konuda Dünya Sağlık Örgütü (WHO), IMF, Dünya Bankası, Birleşmiş Milletler vb. kuruluşlarda kararlar üzerinde etkili olmaktadır. İlk devletlerde dış tehditler önemli iken askeri gelişim önemsenmiştir ancak endüstri toplumu ile bu durum değişmiş devletin sorumluluk alanı genişlemiştir, sınıflar arası çatışmalarda etkin tehditler haline gelmiştir. Sonrasında yaşanan dünya savaşları ile sosyal politikalar toplumsal düzeni korumak amacıyla önem arz etmiştir. Kendi ihtiyacını karşılayamayan, bakıma ve desteğe muhtaç bireyler ile yeni ilişki ve politikalar oluşmuştur. Ulus devletin parçal

Kamu Yönetimi ve Reformun

     Kamu yönetimi alanında yapılan reformların amacı genel olarak stratejik yönetimdir. Dünya’da yönetim alanı, Weber’in bürokrasi teorisindeki merkeziyetçi ve bürokratik sistemlerden daha özerk veya özel kurumlara doğru değişmektedir. Yeni yapılanma, geçmişteki merkeziyetçi bürokratik sistemlere göre daha dinamik ve değişime açıktır. Mevcut kamu kurumlarının mali, idari ve hukuki yapıları stratejik yönetime uygun değildir. Sadece yasal ve kurumsal düzenlemeyle işleyen mekanizmaların stratejik yönetilmesi zordur. Anglo-Sakson kültüründen ilham alan stratejik yönetim anlayışı, Weber’in merkeziyetçi bürokrasi teorisine göre işleyen yapısına uygun değildir. Kurum yapısı ile stratejik yönetim şekli, kurumun büyüklüğü, içinde bulunduğu çevre, önceki yönetim şekli gibi unsurlarla uyumlu olmalıdır.